Osmanlı – Malta İlişkileri
Konu Özeti
Malta, Akdeniz’in ortasında yer alan, doğu–batı deniz ticaretinin kontrolünde önemli bir kavşak noktasına sahip küçük ama stratejik bir adadır. Güçlü doğal limanları ve konumu nedeniyle tarih boyunca birçok devlet tarafından üs olarak kullanılmıştır. Osmanlı Devleti açısından Malta, Akdeniz hâkimiyetini belirleyen kritik bir durak niteliğindeydi.
Rodos'un Fethinden Sonra Malta’nın Önemi
- 1522’de Rodos’un alınmasıyla şövalyeler adadan ayrıldı.
- Şövalyeler Malta’ya yerleşerek burada güçlü bir savunma hattı oluşturdu.
- Malta, Batı Akdeniz’e açılan yolları denetleyebilen bir üs hâline geldi.
- Adanın Tunus ve Cezayir hattına yakınlığı, Osmanlı donanması açısından tehdit oluşturuyordu.
→ Malta, Osmanlı’nın Akdeniz politikalarında kilit bir karşı güç hâline geldi.
1565 Malta Kuşatması
- Kanuni döneminde Osmanlı donanması Malta’nın ele geçirilmesi için büyük bir sefer başlattı.
- Malta’daki şövalyeler Avrupa devletlerinden destek aldı ve güçlü bir savunma hattı kurdu.
- Osmanlı birlikleri yoğun saldırılar düzenledi ancak kalın ve sağlam surları aşmakta zorlandı.
- Denizci Turgut Reis bu kuşatma sırasında hayatını kaybetti.
- Uzun süren mücadeleye rağmen ada alınamadı ve Osmanlı kuvvetleri geri çekildi.
→ Malta’nın düşürülememesi, Osmanlı’nın Batı Akdeniz’e tam hâkimiyet kurmasını engelledi.
XVII. Yüzyılda Malta’nın Konumu
- Malta, Osmanlı karşıtı denizci güçlerle iş birliği yapmaya devam etti.
- Osmanlı ticaret gemilerine yönelik saldırılar dönem dönem arttı.
- 1683 II. Viyana Kuşatması’nın ardından Malta, Osmanlı’ya karşı oluşturulan Kutsal İttifak içinde yer aldı.
Bilmen Gereken:
- Malta → Akdeniz’de doğu–batı geçişini kontrol eden stratejik bir merkezdir.
- 1565 Kuşatması → Osmanlı adayı alamamış; Turgut Reis savaşta hayatını kaybetmiştir.
- Malta şövalyeleri → Avrupa desteğiyle Osmanlı’ya karşı güçlü bir savunma gücü oluşturmuştur.
- XVII. yüzyılda Malta → Osmanlı karşıtı ittifaklarda aktif rol oynamıştır.